Kova İmalatının Tarihçesine Kısa Bir Bakış

Su, kültürel uyarlanma,mimari ihtiyaç, savaş ve doğal afetler dünya insanlarının güvenliğe olan gereksinimini arttırmış ve bu nedenler diğer icatlar gibi kovanın da  icadını zorunlu kılmıştır.

Kovaların neolitik dönemdeki ilk örnekleri Anadolu ve Suriye'de; antik dünyadaki ilk örnekleri ise  Sümer,Akhad,Babil, Asur uygarlıklarında karşımıza çıkmaktadır.  

Yukarıda adı geçen uygarlıkların coğrafyasında; mimari yapılarının günümüze kadar gelmesindeki en önemli unsurlardan birisi kuşkusuz, ahşaptan üretilen makaralı mekanik kova sistemlerinin toprağı ve taşı yüksek yerlere nakletmek üzere tasarlanmasıdır.

Bu tasarım, M.Ö 9. yüzyıl dolaylarında Yakındoğu, Anadolu,Mezopotamya ve günümüz Orta Doğusu'nda hat safhaya ulaşmış, Güneydoğu Avrupalı kavimlerin  M.Ö 8 yy'da Almina limanları üzerinden Doğu Akdeniz'e açılmasıyla da  Dünyaya  yayılmıştır. Bu hamle aynı zamanda Capitalizm'in ilk çıkış noktası olarak değerlendirilmektedir.  

Hellenistik dönemde Quadrikalara (4 atlı araba) bağlanarak tarım arazilerinde kullanıldığı tahmin edilmekle birlikte, Roma dönemimde opus ceamentium'un(Roma Harcı)  icadıyla taş ocakları,surlar,saraylar ve forumların inşa sürecinde vazgeçilemez bir ürün haline gelmiş, Osmanlı egemenlik sürecindeyse  İslam bilim adamları üzerinde yoğun çalışmalar ve çizimler yapmıştır.

Sanayi devrimiyle birlikte tüm mekanik endüstriyel alanlarda kendini göstermeye başlayan kovalar halatlarla desteklenerek malzeme, harfiyat döküm ve alım süreci başlatmıştır.

Güneydoğu Anadolu Bölgesinde kova imalat sanayinin lideri ,Adem Çelik Makina ;kovanın icat,üretim ve gelişim sürecinden günümüze bu bilinçle üstlendiği iş sorumluluklarının gereğini yerine getirmekte , kova imalat sanayinin parlayan yıldızı olmayı hedeflemektedir.